Tarihce ..

 

            Çandarlı, Dikili

Çandarlıİzmir (il)'inin Dikili ilçesine bağlı bir sahil beldesidir. Önemli bir turistik merkezdir.
Çandarlı Beldesi İzmir şehir merkezine 100 km, bağlı olduğu Dikili ilçesine 22 km uzaklıktadır.

 

       Tarihi 

         Çandarlı (Pitane) yöresinde, tarih öncesi izler MÖ 4000'li yıllara dek uzar. Söylenceye göre Amazon kadın savaşçılar, yöreye egemen olmuşlar ve Pitane başta olmak üzere bir çok kıyı kentin kurucusu olmuşlardır. Anlamı; kadın kenti, kraliçe kenti olan Pitane sözcüğü de buradan gelmektedir.

Çandarlı'nın akıl almaz tarihi araştırıldıkça bir çok uygarlığın yörede varlık gösterdiği anlaşılmıştır. Bu uygarlılardan bazıları şunlardır. Hititliler, Lidyalılar, Persler, İonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Saruhanoğulları, Karesioğulları ve Osmanlı İmparatorluğu.

Selçuklu Devlet'inin yerini alan beylikler (Saruhanoğulları ve Karesioğulları) adım adım yöremizi Bizansın elinden alarak Türk beldesi yapmışlardır. Çandarlı'nın Türkler tarafından fethi birden olmuş değildir. Zaman zaman Türklerin eline geçtiği, sonra yine bırakıldığı anlaşılmaktadır. Ancak kesin olarak alınması sorulursa bunun tarihi 1302'den sonradır. Çünkü bu tarihte Bergama ve çevresi Bizanslılarca boşaltılmıştır. Bizansın geri çekilmesinden sonra da Türkler bu bölgeye yerleşmeye başlamıştır.

1430 yılında II. Murat zamanında sadrazam olan Halil Paşa, Fatih'in ilk yıllarına değin 24 yıl bu görevde kaldı. Soylu bir aileden gelen Çandarlılılar, Osmanlı yönetiminde I. Murat'tan beri kaz askerlik, sadrazamlık gibi görevlerde buluna geldiler. Kökenleri Ankara'nın Nallıhan İlçesine bağlı Cendere Köyüne dayanmaktadır. Ancak Cendere demek yerine Çandarlı deyişi daha çok tutulmuştur. II. Murat iki kez padişahlığa oğlu Fatih'i getirip denemek istemiş, fakat çocuk yaşta olması ve Balkanlarda Haçlı ordularının görülmesi üzerine sadrazam Çandarlı Halil Paşa'nın İsteğiyle II. Murat tekrar tekrar padişahlığa çağırılmıştır. Küçük Mehmet bunları o zaman kabul etmesine ve hatta babasını göreve çağırırken “eğer padişah ben isem size emrediyorum, yok padişah siz iseniz derhal ordunun başına geçiniz” dediği halde sonradan kışkırtmaların nedeni ile Çandarlı Halil Paşa'ya kin beslemeye başlamıştır. İstanbul'un fethine karar verildiği sırada Çandarlı'nın yapıcı eleştirilerine hazırlıkların sürdürülmesine, Haçlı Ordularının başımıza musallat olacağına ilişkin sözlerine de alınmış ve İstanbul'un fethini istemiyor, Bizans ile iş birliği içinde, Fatih'in başarılı olmasına fırsat tanımayacak gibi dedikodularla iyice şişirilmişti. İşte bu gibi nedenlerden ötürü İstanbul'un fethinden sonra Çandarlı Halil Paşa'nın sadrazamlığına son verdi ve 1453'te öldürttü.

Sadrazamlığı sırasında Çandarlı Halil Paşa, ünlü Pitane kentini Cenevizlilerden kalma köhne kalesini yeniden yaptırdı ve kenti bayındır hale soktu. Yeni icat olan top atışlarına karşı dayanıklı olması için taş bloklar ve temel payandaları yaptırmıştır. Böylece Çandarlı Kalesi sağlam ve korunaklı bir hal almıştır. İşte o zamandan beri Pitane adının yerine Çandarlı almıştır. Bir başka deyişle Çandarlı'nın isim babası Halil Paşadır.